Smart Casual

smart_casual_dress_code_men__smart_casual_dress_code_for_men_casual_day_mens_and_womens

Yas belli bir noktaya geldikten sonra herkes işine gücüne odaklanıyor. Herkesin sorumlulukları artıyor, iş hayatına dalıp gidiyorsun. Yaşadığın hayat belki çok değişmiyor ama ona bir çerçeve çiziyorsun. Yaptığın çılgınlıkların boyutu değişiyor. Hafta içi sabahlara kadar belki yine partiliyorsun ama ertesi gün işe gittiğinde çekilmez oluyorsun.

“Bunu işte giyerim” kalemi ekleniyor alışveriş listene, en alternatifi gelse bi takım elbisesi oluyor dolabında. Yatmadan önce meeting calander check yapılmaya başlanıyor yarın giyeceğin ayakkabıya karar verebilmek için.

Bu süreçte bazıları daha da dibe batıyor. İş çıkışı “çılgınlıkları” 18:oo’den sonra kravatı gevşetip, gömleği kumaş pantalondan dışarı çıkartıp bir içki içelim hadiye kadar düşebiliyor.

Ben oralara düşmedim Allah’tan…Smart casual bile en smart günlerimin kılıfı oldu. CV’m ona göre şekillendi. Şansım iş alışverişi kaleminde yaver gitti. Ben hala haftaiçlerini daha verimli değerlendirenlerdendim.

Ama benim gidişatta da bir gariplik vardı…Evet…ben bi çok iş arkadaşımın götünü gördüm

Şimdi biraz geriye dönüp düşünüyorum da…Gemide çalıştığım dönemlerde, iş arkadaşlarımla zaten oda arkadışıydım…Bir iş arkadaşıyla paylaşılabilecek ortak alanlar ve geri kanaları birbiriyle fazlaca çakışıyordu. Gemide arkadaşlarımın %90 ini oluşturan dansçılar ve kurpiyerlerin zaten giyinmek ya da soyunmakla ilgili hiç bir sıkıntısı yoktu. Müşterilerin oldugu alanlarda çok şık takım elbiseler ve tuvaletlerle gezen kadın ve erkekler, Crew Cabin alanının kapıları kapandığı anda donla kalıveriyordu. Gemi insanının hali başka…dolayısıyla donla kaldıgımız noktada gemi anılarını yarıda kesip sıradakine geçsem yerinde olacaktır sanırım…

Sonrasında (ve hatta önvesinde) sanatçı rehperliği yaptıgım dönemde, bir çoğunuzun sadece MTV’de gördüğü insanların da götlerini gördüm. Buna malesef 70 lerinde tanıştığım Faye Dunaway’in götü de dahil ve inanın bu manzara hafızamın derin bir noktasında yer etti. Evet…Faye Dunaway’i çıplak görmüş, hatta donlarını bavuldan cıkarıp çekmecelere yerleştirmek zorunda kalmış olduğum bir günüm vardı hayatta…Kolumda onun dore çantası, elimde ise topuklu ayakkabılarını taşırken kırmızı halıda canlı yayına çıkmışlıgımda.

Sonrasında hepinizin bildiği gibi senelerce hem kışlık mekanı hem yazlık mekanı olan işime geçtim. Dışardan size çok eğlenceli görünen bir işti…Eğlenceliydi de. Her ne kadar çok ciddi toplantılar yapsak, büyük projelere imza atsak, ortaya harika konserler festivallerde çıkartsak günün sonunda mekana iniyor ve Lynchburg Lemonadelerimizi yudumluyorduk (Hatta bazen biz inmiyorduk, Lyncburglerimiz toplantı odasına sürahi sürahi geliyordu).

Ama Nisan Mayıs ayları gevşer gönül yayları..Biz de Mayıs sonu dedimi yazlık mekana geçiyorduk, toplantılar aynı ciddiyette devam ediyordu ama arada konsept “Levent mayonun kenarından pipin çıkmış” levelına kadar değişebiliyordu. Tüm kış adam adam, kadın kadın havalı havalı, giyinik giyinik gezen bizler, samimi olduğun olmadıgın, alakan olan olmayan tüm iş arkadaşlarımızla toplantı bitiminde denize atlıyorduk ve çıkışta hava esiyorsa göğüs uçlarımız….

Gibi

Sonrasında ise nisbeten daha ciddi olan mevcut işime başladım, daha fazla takım elbiseli siluet, daha bi smart casual, çokça Levent Bey..

Ama iş arkadaşlarımızı yakından tanıyalım konsepti burda da peşimi bırakmamıştı. Çünkü iş arkadaşlarımla beraber spor yapıyordum ve soyunma odasında duştan çıkmış donumu popomu tamamen sergilemeden nasıl giyerim diye kıvranırken, Levent Bey yeni posterler çok güzel olmuş, bir de havluları sepete atalım lütfen görseli hazırlatır mısınız sorusu karşısında havlumu sepete atıyor ve anadan üryan kalıyordum.

İş çıkışı “çılgınlıkları” 18:oo’den sonra kravatı gevşetip, gömleği kumaş pantalondan dışarı çıkartıp bir içki içelim hadiyle bitmiyor…Yaaa sen iştekileri bir de iş çıkışı gör hepsi amma değişiyor çok eğleniyoruz hikayeleri de bana sökmez…

Ben o pantalon dizlere düşmeden, o smart casuallar tamamen çıkmadan iş arkadaşına iş arkadaşı demem

Siz o hikayeleri benim her iş yerimde öyle ya da böle açtığım popoma anlatın.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: