Hic bir zaman “early bird” olamadim. Geceleri her zaman daha cok severdim, gec yatmayi, islerimi gece yapmayi, spora is cikisi gitmeyi… Ama her zaman sabah erken kalkip bir suru isi halleden ve super zinde gune baslayan insanlara ozenirdim. Kartal’da yasadigim zamanlar ise gitmek icin evden sabah 07:00’de ciktigimda, sahilde ise gitmeden once kosan insanlara goz kapaklarimi acik tutmaya calisirken, belirli bir araliktan bakardim. Bir yandan da anlamaya calisirdim. Bir insan sabah bunlari yapmak icin kacta kalkar? 09:00 hadi bilemedin, 09:30’da mesaisi baslayan bir insan sabah kacta kalkar, yuzunu yikar, kahvesini icer, agzina bir lokma bisi atip spor kiyafetlerini giyer, kosu yapacagi alana ulasmak icin bir yol kateder, nerden baksan minimum 45 dakika kosar, eve gelir, dus alir, is kiyafetlerini giyer ve ise gider, ise gitmek icin de bir yol kateder yine. 06:00??? ve bu enerjiyi, ki benim icin tum gun harcayacagim enerjiye es deger, sabah 08:00 siralarinda halihazirda tuketmis olan bir insan aksam kacta yatar? Bu bir tercihse eger, sabah 06:00 da kalkip spor yapip aksam en gec 22:00 dedimi yataga gireceksem, o zaman kalsin sagol.
Ama yine de her zaman imrenmisimdir. Portekiz’de yasadigim ve tum gun yapacak hic bir isimin olmadigi erasmus senemde, yasadigim yerin kapisi tam olarak Atlas Okyanusu kiyilarina aciliyor, ve kiyi boyunca insanin bir omur boyu kosabilecegi kadar uzunlukta bir kosu yolu kivrila kivrila Ispanya sinirlarina kadar gidiyordu ve bu bir insanin spor yapabilecegi en guzel lokasyonlardan bir tanesiydi. Avustralya’da gunduzleri amacsizca gezindigim gunler boyunca sehir merkezindeki parklarda, oglen aralarinda insanlarin isten cikip kostuklarini, sporlarini oglen aralarinda yaptiklarini gordugumde de cok etkilenmistim. Yolcu gemisinde calistigim sene boyunca bile geminin 12. acik alan katinda, tum gemiyi cevreleyen 500 metre civarinda bir kosu parkuru vardi. Denizin ortasinda kosma imkani. Bense baska bir imkan olan “gemi personeline tum hard likorler 1 dolar” imkanindan faydalanmayi tercih etmistim ama yine de her zaman imrenmistim.
Yine hic bir sey yapmadigim ve evde otururken calistirdigim tek kasimin laptopta Facebook, Twitter fink atarken refresh yapmak icin kullandim isaret parmagimin kaslari oldugu su donemde, depresyonun esiginde gezinip hic evden cikamama hastaligina yakalanmak uzereyken, Elif’in “hazir bos vaktin varken kalk yuruyus yap, kos” ogutleri henuz kulagimda cinlarken, HADI dedim. Kur saati bu Pazar 09:00’a kalk kos.
Sezonun ilk sortlu gununde, bacaklarim killi ve beyaz, kibrit copunden hallice kalinken, kulagimda The Whip – Trash cin cin cinlarken, muzigin ritminde basladim Tophane’den Macka Parkina dogru kosmaya. Findikli’ya henuz varmisken ise coktan acaba parka kadar taksiyle mi gitsem diye dusunmeye. Ama azimliydim, kosudan hizli yuruyuse gecerek Macka Parki’nin kapisina 15 dakikada vardim ve “E simdi direk eve dogru donsem tamam iste” dedim…40 dakika cardio neyime yetmiyo ilk gunden. Tophane’den Macka Parki’na kostugum aralikta kendimi o kadar iyi hissediyordumki disaridan bakanlarda benim icin ayni benim demin yukarida anlattigim gibi dusunuyorlardi. Onlar koca gotlerini kaldirip evden cikamiyordu bense adeta senelerdir her sabah kosuyor ve tam olarak onlara su sekilde gorunuyordum.
Parka girdigimde tum havam sondu. Oncelikle zaten cok yorulmustum ve biraz once kaldirimda kosarkenki rakiplerim yerini prosesyonel kosuculara birakmisti. Hepsi deli gibi terlemisti, benimse daha alnim bile yeni yeni parlamaya basliyordu, daha kat edecek cok yolum vardi. Merdiven antremanlari, yokuslari depar atarak cikmalar, dogru nefes, aralarda durup esneme hareketleri yapmalar, ayrica bunlarin bir cogu her sabah kostuklari icin birbirlerini taniyor,selamlasiyordu en azindan goz asinaligi vardi. Beni ise ilk defa goruyorlar ve bu kosu camiasina 1 gunluk bir ziyaretci, saskin bir turist oldugumu icten ice kis kis gulerek anliyor, adeta benimle dalga geciyor, yanimdan hizla kosarak gecerken onume tukuruyor, elma gibi sert kalcalarini bir saga bir sola salliyorlardi.
Kosucular profesyonellik levellarina gore sort boylarindan ayirt edilebiliyorlardi. Yasca geckin ama dinc olanlar esofman, hic durmadan 1 saat kosabilen yaris atlari ise kalca loblarini hafiften acikta birakacak kisalikta mini shortlar giyiyor, minik pipililer kosu tayti, buyuk pipililer kosu tayti ustune short giyiyordu. Benim kiyafetim ve short boyumda tamamen yanlisti. Hali saha macina gelmis sag forvet gibi rakiplerimi suzerken short boyumu kac gun kostuktan sonra yukari cekebilirim diye dusunuyor, bir yandan da shortumun belini kiviriyordum. Eger bugun itibariyle her gun kosarsam seneye yazin bu gunlerde Macka Parki’nda tam da su sekilde bir idol haline donusebilirdim.
Moralimi bozmamaya ve yoluma devam etmeye basladim, zaten terlemistimde ve artik cok siritmiyordum, arada rakiplerimden gordugum trickleri taklit ediyor, foho foho foho foho diye hizli hizli nefes alarak dizlermi karnima ceke ceke hizli hizli merdivenlerden inip cikiyordum. Durmadan kosuyor ve parkta kopek gezdiren koket ev hanimlarinin muhabbetlerine kulak kabartiyor, birbirlerinin popoplarini koklayan kopeklere ve onlari izleyip cok matah biseymis gibi aaaaa ne ayip Lucky diye manasiz espiriler yapan kalabalik kopek sahiplerine gulucukler gonderiyordum. Durmadan kosuyor ve neden durmadan kosuyorum diye dusunuyordum. Neden insanlar evlerinden sabahin bu saatinde cikar, agaclik bi alana gelip geldikleri gibi deli deli kosmaya baslarlar. Ayni seyi yazin denize girme aktivitesi icin de dusunurum hep. Insanlar evlerinden cikiyor, ucaklara biniyor, cilgin paralar harciyorlar….kendilerini suya atmak icin. Uzaydan bakildiginda bole su yuzeyinde cirpinan minicik insanciklar, ofislerine donduklerinde “ay muhtesem bir tatil yaptim nasil iyi geldi” diye anlatiyorlar. Durmadan kosuyor ve kosarkende TV karsisinda otururken gobek cevresine baglanip fise takilan elektrikli kas calistirici aletleri dusunuyordum. Durmadan kosuyor ve bir noktada taksiye binip eve donup yatsam mi diye dunuyordum.
Durmadan kosuyordum ve sonunda durdum. Ulas’i aradim ve 2 kahve 5 sigara ictikten sonra eve dondum.
Galiba bisiklete binmek ve spor salonuna gidip salon derslerine katilmak daha ben…Ama haala her sabah kalkip kosan insanlara cok imreniyorum….Belki arada ben de, kisa sortumla, bazi sabahlar cikip, her sabah kosuyormus gibi yaparim. Parklarda beni kosarken gorurseniz bozmayin, hatta selam verin ki cevreden beni parkin kosucu mudavimlerinden sansinlar.
Cok kostum cok yoruldum, ben bi 5 dakika uyicam tatlim .
Bir Cevap Yazın