Satomuza Hos Geldiniz!

Tam da Banu’yu ne ozledim derken cikti karsima eskilerden bir ani.

Keske Satoda yasiyor olsak dedi Banu bir gun… Bu kadar! Keske bir satomuz olsa ve orada yasiyor olsak dedi. Keske dedim ben de ve sonra ki tum hayatimiz 15 dakika icinde sekillenmisti bile.
Ilk basta satomuzun gunumuz zamaninda mi yoksa gecmiste mi oldugu konusunda bir bocalama yasasak ta sonunda tabii ki dedik…gunumuzde Modern Istanbul’da bir satomuz olmali. O gun ki modumuza ve gidecegimiz yere gore arabalarimiz…spor veya klasik. Atlarimiz da var tabii ki ama sadece aksam uzerleri satonun arka tarafinda ki ucsuz bucaksiz ve yine tabii ki bize ait mulkun icerisinde olan ormanda ata biniyoruz, spor olarak. Atlara bakan zenci bi cocuk aldik ise (seis..ama o kadar zengin ve simarigiz ki terminoloji konusunda hic bir bilgimiz yok aslinda…ozellikle de benim) Ikimiz de calismiyoruz… Sadece duruyoruz ve satomuzda insanlari agirliyoruz.
Bu arada arkadasiz Banu ile… Olee cok zenginiz ve bizim kadar zengin baska arkadaslarimiz olmadigi icin birlikte yasamaya karar verdik sadece. On tarafta inanilmaz buyuklukte bir yuzme havuzu var. O kadar buyuk ki. Ben normalde yazin gunduzleri dunyanin 4 bir tarafindan cok guzel ve yakisikli arkadaslarimi cagirarak ciplaklar partisi veriyorum…Banu’ya da gel diyorum hep ama o utangac. Genelde Satonun kuzey kulesinde ki odasina cekilip “Altin Cilek” isimli cocuk kitabini yazmakla geciriyor gunlerini (Kitabin icerigini birazdan anlatacagim). Kislari ise inanilmaz buyuklukteki havuzumuzun ustunu kapatip isitiyorum ve yaz kis demeden ciplak partiler vermeye devam ediyorum. Benim partilerimden ardakalan zamanlarda Banu havuzda yelken yapiyor. Kendisi prof yelkenci ve 7-23 Metre arasinda tam 8 farkli boyda yelkenlisi var. Dedim ya havuz coook buyuk…ciddiye almadiniz sanirim.
Satoda tam 132 oda var. Bunlarin buyuk bir kismi(sanirim 80 kadari…hic saymayi denemedim) ana binada. Kalan odalar ise satonun arka tarafinaymis. Orada hizmetciler yasiyor…O kisma hic gecmedigimiz ve oralari gormedigimiz icin ne Banu ne ben net bir bilgi veremiyoruz. 132 odada surekli arkadaslarimiz gelip gidip konakliyor. Bazen hic tanimadigimiz arkadaslarimizin arkadaslarida geliyormus. Giristeki resepsiyonda gorevliden ogreniyorum. Varsin gelsinler…Bu kadar para, bu kadar oda…birileri faydalanmali. Altin Cilek demistim degil mi. Banu’nun ilk denemesi cocuk kitabi dalinda. Altin Cilek’ Yildiz Daglarinda kimsenin bu gune kadar bulamadigi bir magarada senede sadece 1 gun acan bir cicek. Ama aslinda dunyanin enerjisini icinde tasiyor. Yani biri onu kopartirsa aslinda dunyanin sonu gelecek. Ama onu bulmaya ona ulasmaya calisan kucuk bir kiz var ve tabii ki kizi engellemeye calisan kotu ruhlar. Tam bir cocuk kitabi anlayacaganiz.
Serinin ikinci kitabi ise “Lodos Ruzgarinda ilitilmis kuru kayisi”… Yerin altinda yetisen ve Lodos ruzgari estiginde topragin yer degistirmesiyle gun yuzune cikan kuru kayisilari anlatiyor. Seker hastaligina iyi gelen tek madde dunya ustunde. Ama toprak altinda oyle bir buyuyor ve cogaliyorlar ki tarim yapilmasini engelliyorlar. Bu yuzden tarimcilikla ugrasan ciftciler lodos ruzgarinda ilitilmis kuru kayisilarin soyunu tuketmeye calisiyorlar. Seker hastasi kucuk kiz ile bu tarimcilar arasindaki amansiz savasin hikayesi iste bu Banunun yazacagi cocuk masalinin 2. ayagi.
Iste bizim satomuzda ki siaradan gunlerimiz bu sekilde geciyor.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: