Pazar akşamı için yapılabilecek en güzel şeylerden birini yaptık ve güzel bi festivalin güzel bir mekanla birleştiği etkinliğe katıldık. Pazarları karşıya geçmeye üşendiğimiz için 1 numaralı tercihimiz Kadiköy Arkaoda’da To The City festivali vardı. Bantmagazine tarafından düzenlenen festivalde Six Organs of Admittance dinlemeye gittik. Bant ekibi her koşulda her mekanda her zaman başarıyor…
Arka odanın üst katında kurulan minik sahne ve herkesin yere oturarak dinlediği dingin bir performans, üstüne bir kaç eş dostla karşılaşıp muhabbet etmece, eski günlerdeki gibi. Ama esas eski günlerdeki gibi hissettiren başka olaylar vardı aslında.
Yaş daha 18, ilk defa arabam olmuş, keza hala o arabaya sahibim zaten, erken yaşta enteresan bir araba sahibi olmanın havası var. BİS, kimsede yok, kimsede yok çünki üretilmiyor. Alternatif gençler Çiftehavuzlar’da panjuru hiç açılmayan bir evde alternatif alternatif takılıyorlar!!! Okul kapandığında 3 ay tatil, dert yok tasa yok. Hayattaki en büyük sıkıntı sınav dönemi. Sabaha kadar Tony Hawk oynamaca, şimdi dinleyemedeğim bi takım müzikler eşliğinde o evde sızıp sabah uyanıp Tony Hawk’a devam, bakkala bile BİS’le gidip güzel bir kahvaltı için gerekli malzemeleri almanın (zaman zaman aşırmanın) keyfi.
Çiftehavuzlar’da ki o evde senelerim geçmişti, kendi evimden daha çok kaldığım olurdu orda. Zaman zaman kaldığımın tasvip edilmediği de olduJ “Mucize”lere inanınJ
Bu akşam Arkaoda’dan çıkıp o ekiple o eve dönmek bana o seneleri hatırlattı.
O ekipten Bora ve Ece’yi kastediyorum, O ev Bora’nın Çiftehavuzlardaki evi, O seneler dediğimde 6-7 sene öncesi. Amma geçmiş zaman…ben bile bunu diyebiliyosam.
Eskiden olsa bu gecede o kanepede sızar sabah uzun uzun muhabet edip keyif yapardık, ama 6 saat sonra uyanmam ve işe gitmem lazım. O evden kalkarkende sık sık saate bakmak zorunda kaldım, gecenin bu saatinde böle damar, saçma sapan duygusal bi yazı yazacağımı da ummazdım.
LeventDokuzer 
Bir Cevap Yazın