Bugun her gün gittiğim marketlerden birine girdim ve alışveriş yaptım. Sırada beklerken ve müzik dinlerken önümde 30’lu yaşlarda bir apartman görevlisi ve takım elbiseli 50’li yaşlarda bir iş adamının bağırıstıgını duyunca hemen müziğimi pausea alıp çaktırmadan kulak kabarttım.
Kadın adama “Çekill beeee vallahi gebertirim seni” diye bağırıyordu oldukça yüksek bi sesle. Olay nerden çıktı, kadın niye adamı gebertme raddesine geldi bilmiyorum ama o adam ve o kadın normal sartlarda hayatta ancak markette kuyrukta yanyana gelebilirlerdi o kısmı çok belliydi.
Adamsa cevap olarak zaten benim düşüncelerimi dile getirerek, “Sen benim kim oldugumu biliyor musun? Sen kimi gebertiyosun be? Ben seni hizmetçi diye yanımda çalıştırmam” dedi daha kibar bir tonda. Muhabbetin ilerleyen seviyelerinde adamın bir holdingte ya da şirkette yönetici oldugu çıkarımını tüm kulak kabartan market müşterileri olarak yaptık. Bir kısmımız halkın, garibin yanında durarak kadını tuttu, bir kısmımız “Aaay değmez, basit karıyla muhattap bile olunmaz” diyerek adamı. Ama adam işittiği cümleden oldukça rahatsız oldu kızardı bozardı ve saygısız diyerek marketten çıkarak arabasına atlayıp uzaklastı. Kadında karşı apartmanın derinliklerine doğru merdivenlerden inerek gözlerden kayboldu.
O anda gerçekten iş ve iş dışı yasamlarımızda büründüğümüz kimlikler geçti gözümün önünden. Ofisin kapısından girdiğinde “title” ın her ne ise, market kuyrugunda kasadaki ya da arkandaki kişinin götünde bile değil senin 10’larca ya da 100’lerce kişiyi yönetiyor olduğun. Hepimizin gün içinde, hata yaptıgında ya da geç kaldıgında karşısında titrediği adam ya da kadını, sokakta paçoz karının biri “Gebertirim seni” diye fütursuzca azarladıgında aynı adam ya da kadın bir anda donup kalabiliyor.
Peki bizimkiler hangi marketten alışveriş yapıyor?
Bir Cevap Yazın